20 Adet Kayıt Bulundu. Seçili koleksiyon:5207
0
1
20
4349
9789750807459
24
0
TL
0
Üç Anadolu Efsanesi; Köroğlu, Karacaoğlan, Alageyik
Yaşar Kemal
Yapı Kredi Yayınları ( YKY )
Edebiyat
Halk Edebiyatı
Edebiyat > Halk Edebiyatı
222
2019-06
56
Türkçe
Karton
2.Hamur
135-210
Edebiyat
1
http://dosya.mentis.com.tr/kiboimages/KB9789750807459.jpg
Halk söylencelerine, efsanelere duyduğu hayranlıkla Köroğlu, Karacaoğlan ve Alageyik efsanelerini kendine has tarzıyla kaleme alan Yaşar Kemal, anlatım gücünü besleyen bereketli topraklara olan vefa borcunu da Üç Anadolu Efsanesi ile öder.
"Kilometrelerce yürüyüp, dağ bayır koşup ne kurtarırsa kârdır kuralınca, önce ağıtları, sonra da türküleri, koşmaları, destanları, Çukurova'nın tüm uyaklı uyaksız söz çeşitlerini, tekerlemelerini, küfürlerini avlıyordu. Folklor derlemesi filan değildi, bu iş hayat memat işiydi, özbeöz malını kurtarıyordu Çukurova'nın, sorumluydu kurda kuşa karşı, şaka değil."
Abidin Dino, Milliyet Sanat
"Yaşar Kemal, Anadolu âşık-hikâyecilerinin geleneğine göbek bağıyla bağlanmış bir yazar. Onu ta çocukluğundan başlayarak Anadolu sözlü geleneğinin destansı türleri büyülemiş."
Pertev Naili Boratav, Folklor ve Edebiyat I
9789754511536
10
0
TL
1
Aşık Veysel - Hayatı-sanatı-eserleri
Hayri Ataş
Boğaziçi Yayınları
Edebiyat
Halk Edebiyatı
Edebiyat > Halk Edebiyatı
158
1998-12
1
Karton
2.Hamur
110-160
Şairler Ve Yazarlar
0
http://dosya.mentis.com.tr/kiboimages/KB9789754511536.jpg
"Halk şiiri geleneğinin sonuncu çok büyük temsilcisi. Behçet Kemal onun için "Hakikatı bir kör gibi gören var mı ola?" diyordu.
Anadolu toprağının bu kıymetli evladının hayatı, sanatı, şiirleri bu kitapta.
9789757032939
56
0
TL
0
Tarihin Gölgesinde; Meşâhir-i Meçhûleden Birkaç Zât
Ali Birinci
Dergah Yayınları
Tarih
Osmanlı Dönemi
Tarih > Osmanlı Dönemi
456
2001-02
1
Türkçe
Karton
3.Hamur
165-235
Tarih
1
http://dosya.mentis.com.tr/kiboimages/KB9789757032939.jpg
Tercüme- i hal ferdin tarihidir. Tarih yazıcılığının en kadim ve en cazip türünü teşkil etmektedir. Ancak binbir cepheli bir insanın tanınmasının, tartılamsı ve yazıyla ifade edilmesi gibi çok zor ve ince işçilik gerektiren bir mesuliyet olduğu da ortadadır. Bu arada ferdin tarihi ile cemiyetin tarihi veya diğer bir ifade ile içtimai irade ile ferdi irade arasındaki münasebetin ortaya konulması bu işin en hassas noktasını teşkil etmektedir. Bu bakımdan kitaptaki yorumların mütevazi derecede kalmasına, ancak şahıslar hakkındaki temel bilgilerin tespit edilmesine mümkün derecede itina gösterilmiştir.
Birçok tarihi şahsiyetin 20. asır tarihine dair araştırmalarda bilhassa inkılap tarihine dair kitaplarda sadece kuru bir isimden ibaret kaldığı ve dolayısıyla da bu gibi isimleri kitaplara koymanın hiçbir mana ifade etmediği açıktır. Bu itibarla tarihin ve bilhassa yakın tarihin şahsiyetleri veya kıymetli meçhulleri hakkında daha fazla araştırma yapılması zarureti ortadadır.
Tarihin Gölgesinde ismi altında topladığımız tercüme- i hal yazıları III. Selim devrinden itibaren devlet ve cemiyet hayatımızda bir mevkii bulunan ve bu itibarla da tanınması gerektiğine inanılan şahsiyetler hakkındadır.
( Arka Kapak)
9789750804465
22
0
TL
0
Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim; Romanlar 3
Nâzım Hikmet Ran
Yapı Kredi Yayınları ( YKY )
Edebiyat
Roman - Günümüz
Edebiyat > Roman - Günümüz
169
2018-04
23
Türkçe
Karton
3.Hamur
135-210
Edebiyat
1
http://dosya.mentis.com.tr/kiboimages/KB9789750804465.jpg
Nazım Hikmet´in sayısı sadece üç olan romanları yaratıcı çalışmaları içinde daha sınırlı sayıda olsa da, yazarı bütüncül olarak tanımak için vazgeçilmez bir okuma oluşturuyor. Genelde Nazım Hikmet´in bireye, topluma, olaylara ve olgalara "tarihsel diyalektik" açıdan bakışını veren bu romanlar, aynı zamanda, özellikle Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim´de gizli bir otobiyografi niteliği de taşıyor.
"Nazım Hikmet Külliyatı" bu romanlarsız düşünülemez...
9789758012107
30
0
TL
0
Toplum Sözleşmesi (Ciltli)
Jean Jacques Rousseau
Öteki Yayınevi
Sosyoloji
Siyaset Sosyolojisi
Sosyoloji > Siyaset Sosyolojisi
208
1996-01
1
Ciltli
1.Hamur
140-200
Sosyoloji
1
http://dosya.mentis.com.tr/kiboimages/KB9789758012107.jpg
İlk kez 1762'de yayınlanan Toplum Sözleşmesi, tüze ve devlet öğretileri kuramcıları galerisinde Rousseau'yu hiç sarsılmayacak bir yere oturttu. Dünyada en çok alıntı ve görnderme yapılan yapıtlardan biridir. Rousseau, ayrıca toplumcu (sosyalist) düşüncenin yolunuda ilk açanlar arasında yer alır. ( "iyiliğin Kötülükleri: Eşitsizliğin Kaynağı Üzerine Söylev"). Toplum Sözleşmesi, siyasal ve toplumsal konuları ,işlemesine karşın, Rousseau'nun kendine özgü anlatım biçemi sayesinde keyifle okunan, kolay anlaiılan, okuyucusuna her zaman işin verecek çok şeyi olan bir yapıt kendi kendini yaratan ve öldüren bu olabileceğince geniş bir öyküsü ile öteki yapıtlarıyla ilgili bilgileri, kitabın başında bulacaksınız.
9789750807510
50
0
TL
0
Baldaki Tuz; Yazılar - Konuşmalar
Yaşar Kemal
Yapı Kredi Yayınları ( YKY )
Edebiyat
Roman - Çağdaş Türk Edebiyatı
Edebiyat > Roman - Çağdaş Türk Edebiyatı
422
2020-07
9
Türkçe
Karton
2.Hamur
135-210
Edebiyat
1
http://dosya.mentis.com.tr/kiboimages/KB9789750807510.jpg
Baldaki Tuz, Ağacın Çürüğü, Ustadır Arı ve Zulmün Artsın Yaşar Kemal´in gazetelerde, dergilerde yayınlamış toplumcu ve gerçekçi bir bakış açısıyla kaleme aldığı yazılarından ve konuşmalarından derlenmiştir. Onun düşünce ve yazarlık serüvenine tanıklık eden bu yazılar halkın yıllardır içine sürüklendiği karanlığın belgeleridir.
"Dünyayı sonuna kadar ödemek... Çalışarak, kitapların, türlü insanların. Doğanın macerasına katılarak, yoksul, acı çekere ödemek. Ama dünyayı sonuna kadar ödemek. İliklerine kadar bütün yoğunluğuyla ödemek. Kırk yıllık yolda yaprak kımıldasa, yüreğinin başında duyarak, dünyanın acısına, sevincine katılarak ödemek."
9789750807480
40
0
TL
0
Ağıtlar
Yaşar Kemal
Yapı Kredi Yayınları ( YKY )
Edebiyat
Halk Edebiyatı
Edebiyat > Halk Edebiyatı
272
2015-04
9
Türkçe
Karton
2.Hamur
135-210
Edebiyat
1
http://dosya.mentis.com.tr/kiboimages/KB9789750807480.jpg
Ölüme karşı etkin bir direniş olan ağıt, insanoğlunun ölümle yüz yüze geldiğinde duyduğu şaşkınlığı, korkuyu ve inanmazlığı dayanılır kılma çabasının sonucudur. Bin yıllardır yakılan ağıtlar, Anadolu'da da çok büyük bir çeşitlilik ve zenginlik gösterir.
"Gözümüzün önüne, bir deri bir kemik köylü delikanlının biri çıkacak. Adı Kemal Sadık Göğceli, Hemite köyünden gelmedir. Dağ bayır dinlemez, köyünden, dağ köylerinden, obalardan, ovalardan, kasabalardan, ikide bir de kopup gelir Adana'ya, çöker önümüze, ağıtlar, türküler, destanlar serer buruşuk sarı kağıtlar üstüne yazılmış. Peki, nereden toplamıştır bunları? Anadolu bacılarının hep birlikte yaktıkları ağıtların yazıcılığını ediyordu, bu zorunluluğu duyuyordu, esnek ve kararlı yazısı ile. O hızla kopup geliyordu tabana kuvvet, sanki kaderi ile kaderimiz buna bağlıymışçasına. Önümüze serdiği söz dizileri, Çukurova kadınlarının ölüm karşısında uyaklı sözleri, bağırtıları, dövünmeleriydi. Sanki ölenin, vurulanın, ezilenin, (...) ırgatı, işçisi, yarıcısı ile büyük değişimlerin içinde bulunan Çukurova'nın avaz avaz ağıtlarından sorumluydu bu çocuk."
Abidin Dino, Milliyet Sanat
Tadımlık:
Ölüm karşısında insanın şaşkınlığı, korkusu, inanamazlığı... Ölüm, insan soyunun en çok uğraştığı macerası olmuştur. İnsan soyu bilinçlendiğinden bu yana ölümsüzlüğü aramış, ölümü yenmek için yapmadığı etmediği kalmamıştır. İnsan ölümü yenmek için öylesine çok şey yaratmıştır ki, inanmak güç. Tanrılar, ölümde tanrılara sığınma, dünyamızdan başka yeni dünyalar yaratarak o dünyalara sığınma, destanlara, ağıtlara, şiirlere sığınma... Düşlere sığınma. İnsanın, ölümden kaçmak için yaratarak sığındığı düş dünyaları öylesine zengin ki, insanoğlu ölümden başka hiçbir şeyle uğraşmamış dersiniz. Elimizdeki en eski yapıt olan "Gılgamış Destanı" bile bir ölümsüzlüğü aramanın yapıtıdır. Ve ölüm törenleri, buna bağlı olarak da ağıt törenleri o günden, o günden çok öncelerinden, bu güne kadar sürüp geliyor. Ölümsüzlüğün arayıcısı Uruk kralı Gılgamış, arkadaşı üstüne bir ağıt da yakıyor. Ağıt da ölüme karşı insanlığın yaratıp sığındıklarından biridir. Ağıt da ölüm acısını yeynilten bir öğedir. Ölüme karşı etkili bir direniştir. Gılgamışın ölen arkadaşı Enkidu için yaktığı ağıt arkadaş sevgisinin çok güzel bir örneğidir. Ve Gılgamış Enkidunun ölümünden sonra ölümsüzlüğü aramak için yola çıkmış, ölümsüzlük otunu suyun dibinden çıkarmış, sonunda da onu yılana kaptırmış, böylelikle de ölümsüzlüğe kavuşamamamıştır. Lokman Hekim de tıpkı Gılgamış gibidir. Lokman Hekime bütün otlar konuşur ve ona ben şu, ben bu hastalığın ilacıyım diye bağırır. Böylelikle de Lokman Hekim birçok şifalı ilaç bulur. En sonunda da Lokman ölümün ilacını aramaya başlamış, ileri yaşlarında ilacı bulmaktan tam umudunu kesmişken, bir sabah gün ışırken, bir kayanın dibinden bir ses gelir kulağına, "ben ölümün ilacıyım, ben ölümün..." Lokman Hekim gider ilacı koparır, yemek aklına gelmeden tıpkı Gılgamış gibi, doğru Misise koşar. Misis köprüsünün üstüne gelir, insanlara bağırmaya başlar, "ölümün ilacını buldum, ölümün ilacını..." Kalabalıklar gelir Lokmanın bağırtısına. Toplandıkça toplanırlar. "İşte ölümsüzlüğün ilacı," diye gösterir Lokman. Yeşil, ince bir dal uzatır kalabalığa. Bu sırada da bir kanat gelir, Lokmanın eline vurur, dal da suya düşer, akar gider. Ben burada iki tane örnek verdim. İnsanlığın ölümsüzlüğü arama çabalarının yüzlerce, belki de binlerce destanı, masalı, türküsü, şiiri vardır. İnsan sonuna kadar istese de, istemese de ölümsüzlükten ne kadar umudunu kesse de ölümsüzlüğü arayacaktır. İşte bizdeki ölümsüz Kırklar, Yediler. Bunlar eski Yunandaki, Sümerlerdeki, Asurlulardaki tanrılar değil, insanlardır. Hızır da, İlyas da ölümsüzlüğe erişmiş insanlardır. Köroğlu da sonunda Kırklara karışmış, ölümsüzlüğe kavuşmuştur. Bizde ölümsüzlüğe kavuşmuş hayvanlar da vardır. Köroğlunun Kıratı Bingöllerde Abuhayat (Bengisu) içerek ölümsüzlüğe erişmiştir.
9789750807411
15
0
TL
0
Ağrıdağı Efsanesi
Yaşar Kemal
Yapı Kredi Yayınları ( YKY )
Edebiyat
Roman - Çağdaş Türk Edebiyatı
Edebiyat > Roman - Çağdaş Türk Edebiyatı
120
2019-06
58
Türkçe
Karton
2.Hamur
135-210
Edebiyat
1
http://dosya.mentis.com.tr/kiboimages/KB9789750807411.jpg
Bir aşk destanı olan Ağrı Dağı Efsanesi geleneklerini Mahmut Han´a karşı savunan Ahmet ile Gülbahar arasındaki aşkı konu alır. Efsanelere ve halk söylencelerine yürekten bağlı Yaşar Kemal´in bu romanı, insan psikolojisinin derinliklerini de içerir.
"Yaşar Kemal Anadolu´nun halk edebiyatıyla alışveriş içindeyken başladı yazmaya. Gerçek bir yazar olduğu için de dilin duyarlığından, şiirsel destanın tek kahramanıolan Türk halkının kültüründen esinlenmesini bildi."
- Jeliha Hafsia, La Presse, (Tunus)
"Yaşar Kemal´in romanı Tolstoy´un çapına ve Dickens´ın canlılığına sahiptir."
- Manchester Guardian, (İngiltere)
"Zengin, renkli ve zekice bir nitelikle bezenmiş bir üslup ve yazdığı her kelime sert, cilalanmış, ayrıksı ve bir buğday tanesi gibi potansiyel olarak üretken."
- Irish Times, (İrlanda)
9789750807046
14
0
TL
0
Yılanı Öldürseler
Yaşar Kemal
Yapı Kredi Yayınları ( YKY )
Edebiyat
Roman - Çağdaş Türk Edebiyatı
Edebiyat > Roman - Çağdaş Türk Edebiyatı
102
2019-05
34
Türkçe
Karton
2.Hamur
135-210
Roman
1
http://dosya.mentis.com.tr/kiboimages/KB9789750807046.jpg
Hasan aile onuru uğruna akrabaları ve köylülerin baskısıyla annesini öldürmek zorunda kalır. Dokuz yaşında işlediği bu cinayeti hiçbir zaman aklı almayacak, kabullenmeyecek ve anlamlandıramayacaktır. Toplumsal cinnetin bir çocuğu katil olmaya sürüklemesinin romanı Yılanı Öldürseler kurban kavramına odaklanır.
"Zengin yaratısı, Yaşar Kemal i herkese seslenen zaman ötesi büyük klasiklere yaklaştırmaktadır."
- Michel I. Makarius, Jeune Afrique, (Fransa)
"Yılanı Öldürseler deki derinlik hem ekonomik ve toplumsal yanları gösterilerek işlenen temanın anlamsal yoğunluk taşıması, hem de roman kişilerinin karakteristik özelliklerinin başarıyla işlenmesinden kaynaklanır."
- Feridun Andaç, Yazınsal Gerçekçiliğin Boyutları-
9789750808258
18
0
TL
0
Düşünceler
Marcus Aurelius
Yapı Kredi Yayınları ( YKY )
Felsefe - Düşünce
Felsefe Yazıları
Felsefe - Düşünce > Felsefe Yazıları
Şadan Karadeniz
169
2019-01
16
Türkçe
Karton
2.Hamur
135-210
Cogito
1
http://dosya.mentis.com.tr/kiboimages/KB9789750808258.jpg
"Hükümdarlar filozof, filozoflar hükümdar olsaydı, kentlerin yüzü ışırdı." Marcus Aurelius'un adı anıldığında insan kaçınılmaz olarak Platon'un bu ünlü sözünü anımsıyor... Düşünceler, Marcus Aurelius'un epiktetos ve Stoa felsefesinin düşüncelerinden etkilenerek, evren; us; usa uygunyaşamak; yaşam; ölüm; her şeyin sürekli değişim içinde olması; ün, mal mülk gibi dünyasal değerlerin geçiciliği; insanların kukla gibi içgüdüleri tarafından oynatılması üstüne gün gün kaleme aldığı nükteli notlarıdır. Marcus Aureliusun Düşünceler adlı kitabı ilk kez Türkçede. Ta eis Eauton adıyla, 12 kitap olarak Yunanca yazılmış bu yapıt, birçok kuşak tarafından bütün zamanların en büyük yapıtlarından biri sayıldı. Marcus Aurelius'un "sen" diye seslendiği okur değil, kendisidir. Düşünceler, başkasına öğütler değil, kişinin kendisiyle yaptığı vicdan muhasebesi, bilgelik yolundaki gelişme sürecidir.
Tadımlık
Öndeyiş
Honeste vivere Alterum non laedere, Suum cuique tribuere* Marcus Aureliusun adı anıldığında, insan kaçınılmaz olarak, Platonun ünlü sözünü anımsıyor: Hükümdarlar filozof, filozoflar hükümdar olsaydı, kentlerin yüzü ışırdı. Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm hükümdarlar arasında, belki de çok azı Marcus Aurelius gibi hem filozof, hem hükümdardı. Bir hükümdarın filozof olması mı, yoksa bir filozofun hükümdar olması mı daha güç; ikisi de kolay görünmüyor. Belki de Marcus Aurelius, hükümdar olduktan sonra filozof olmaya kalkışsaydı, kolay kolay gerçekleştiremezdi bunu. Çünkü, genç yaşta felsefe dersleri almaya başlamıştı: Bacchiustan; Stoacılıkla tanışmasını sağlayan Iunius Rusticustan; özellikle de çok büyük etkisi altında kaldığı, daha sonraki yıllarda uzun uzun yazıştığı hocası Frontodan. Ama bir yandan felsefe öğrenimini sürdürürken, bir yandan da kamu işlerinin yönetiminde önemli görevler üstlenmişti Marcus Aurelius.
9789750807435
35
0
TL
0
Ölmez Otu; Dağın Öte Yüzü 3
Yaşar Kemal
Yapı Kredi Yayınları ( YKY )
Edebiyat
Roman - Çağdaş Türk Edebiyatı
Edebiyat > Roman - Çağdaş Türk Edebiyatı
352
2018-01
15
Türkçe
Karton
2.Hamur
135-210
Edebiyat
1
http://dosya.mentis.com.tr/kiboimages/KB9789750807435.jpg
Başı dara düşenler, yarattıkları düş dünyasında bulurlar yollarını. Ayakta kalabilmek için sığındıkları bu dünya bir yandan onları yaşatırken, bir yandan da hikâyelerini örer. Dağın Öte Yüzü üçlüsü darda kalanların yarattıkları düş dünyasının büyük ve görkemli hikâyesidir.
Üçlünün üçüncü kitabı Ölmez Otu Toros Dağlarından Çukurova'ya uzanan bir toprakta yeşerir. Pamuk toplamaya inen Yalak köylülerine kendi yarattıkları efsane eşlik eder. Ancak mitin yıkılışını anlatan satırlar, vahşi olduğu kadar olağanüstü bir türkü gibi içimize işler.
"Ölmez Otu patetik, acı ve güçlü bir romandır, Yaşar Kemal ise kuşkusuz sesi Anadolu sınırlarını aşan bir Türk yazarı." - Michel Deon, Journal Dimanche, (Fransa)
"Bir halkın ve bir yaşama biçiminin portresi olarak bundan daha iyisi ortaya konulamazdı." - The New York Times Book Review, (A.B.D.)
"Ölmez Otu'nda şehvet, kan, şiddet, cinayet hepsi vardır ve hepsi olağanüstü boyutlardadır." -Berna Moran, Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış
"Ölmez Otu'nda Yaşar Kemal insan olarak bakıyor köylüye, roman malzemesi olarak değil." - Fethi Naci, Bir Romancı: Yaşar Kemal
Tadımlık:
Memidiğin içindeki öfkenin gün geçtikçe azması, dayanılmaz bir hal alması.
Memidik söğüt yaprağı bıçağını olanca hızıyla kınından çekti, bıçak ay ışığında bir şimşek mavisinde balkıyarak havada geniş bir yay çizdi. Memidiğin bütün bedeni avına atılmaya hazır kaya atmacaları örneği iliklerine kadar gerildi. Olduğu yerde bir sıçradı, sonra gene gergin, gerilmiş bacakları titreyerek öyle kalakaldı. Bedeni tepeden tırnağa ağır bir kurşun kütlesine dönmüştü. Öyle kıpırtısız.
Silme bir ay ışığı vardı. Ağaçlar, otlar, tümsekler, tepeler bu gümüş pırıltısında sallanır, genişler, uzar gibiydi. Dereleri, koyakları ak bir karanlık doldurmuş, Anavarza kayalığının gölgesini güneye Ceyhan ırmağının üstüne düşürmüştü. Ceyhan ırmağı uçsuz bucaksız ovanın üstünde eritilmiş gümüş ışıltısında durgun, sessiz, kımıltısız kayalıkların gölgesinde bir süre yitiyor, kayalıkları geçince de parlak kıvrıltısını yenedin sürdürüp akıyordu.
Karanlık dereden çakıltaşlarını yuvarlayarak gelen ayak sesleri gittikçe yaklaşıyor, yaklaştıkça da Memidiğin gerginliği artıyordu. Çakıltaşlarının uzun, hiç bitmez sesleri dereden bir süre geldi. Bir süre ay ışığı çınladı durdu. Ayak sesleri bir süre çok uzaklardan, derinlerden geliyor, bir süre de şurada, kulağının dibindeymiş gibi ötüyordu.
Bir ara deredeki ayak sesleri kesildi, ortalık tarifsiz bir sessizliğe gömüldü. Ta uzaktan bir çobanaldatan kuşunun bir daldan ötekine atlarken kurumuş çöplerin çıkardıkları çıtırtılar duyuldu. Birden, derenin yanından uzun, kocaman, heybetli bir karartı çıktı. Memidik kendini yandaki çalının arkasına yıldırım gibi attı.
Karartı ağır ağır sallanarak yürüyordu. Yürüdükçe uzuyor, genişliyor, heybetleniyor, yumuluyor, şişiyor, atlıyor, düşüyor kalkıyor, yeniden uzuyor, upuzun seriliyor, sonra birden ayağa fırlıyor, Memidiğin üstüne bir hışım gibi geliyordu. O yaklaştıkça da Memidiğin gerginliği usul usul geçiyor, bedeni çözülüyordu.
Ağır ağır yükselen bir su gibi korku onu sardı. Eli ayağı tutmaz oldu. Akşamdan beri sıkı sıkıya elinde tuttuğu bıçağı yere düştü. Avucu uyuşmuş, kan oturmuştu. Yanıyor, kaşınıyordu. Eğildi, anızların içindeki bıçağını aradı buldu. Bıçak ay ışığına değince birden mavi mavi kıvılcımlandı, balkıdı söndü. Memidiğin elleri uçacakmış gibi titriyordu. Sonra da bütün bedeni titremeye başladı. Karartı daha üstüne üstüne geliyordu. Geldi önünden geçti. Bir ara ortada yalnız geniş adımlar atan uzun, yaylanan bacakları kaldı. Kapkara, uzun bacaklar gidiyor geliyor, yalpalıyordu. Bacaklar geldi bir kapkara duvar gibi önünü kapattı. Memidik artık ayakta duramadı, bacakları bedenini götüremedi, usulca çalının dibine yığılıverdi.
9789750503139
45
0
TL
0
İslam´ın Psikanalizi
Fethi Benslama
İletişim Yayınları
Siyaset
Siyaset - Diğer
Siyaset > Siyaset - Diğer
Işık Ergüden (Ali Işık Ergüden)
317
2000-01
0
135-195
Politika
1
http://dosya.mentis.com.tr/kiboimages/KB9789750503139.jpg
Fethi Benslama´nın bu kitabı, tam anlamıyla öncü bir eserdir. Freud´un Yahudilik ve Hıristiyanlığı psikanalitik açıdan ele alan çığır açıcı çalışmalarının ardından bu konuda pek çok inceleme yapılıp yayınlanmasına karşılık; İslam bu analizlerin kapsamına hemen hemen hiç dahil edilmedi....
(Arka Kapak´tan)
9789754704488
57
0
TL
0
İslâm Felsefesi Tarihi Cilt: 1; Başlangıçtan İbni Rüşd'ün Ölümüne
Henry Corbin
İletişim Yayınları
Felsefe - Düşünce
İslam Felsefesi
Felsefe - Düşünce > İslam Felsefesi
Hüseyin Hatemi
490
2013-10
9
Türkçe
Karton
2.Hamur
135-195
Tarih
1
http://dosya.mentis.com.tr/kiboimages/KB9789754704488.jpg
İslam Felsefesi`ni ele alan Batılı araştırmacılar, Henry Corbin` in de değindiği gibi, çoğu kez bu felsefede özgün bir yan bulamayacakları gibi bir ön yargı ile hareket ederler. İbni Rüşd`e kadar olan ``Yunan etkisindesi İslam Felsefesi``ni ve fazla derinleşmeksizin de Kelam`ı inceleyip bırakan bu araştırmacılara karşın Henry Corbin, İslam Felsefesi`nin derinlik boyutunu, bu felsefeye süreklilik sağlayan yününü kavramış bir bilim adamıdır. Bu eserde Corbin, kronolojik olarak İbn-Rüşd`e kadar gelmiş bu derinlik ve süreklilik üzerinde sık sık düşünerek ve daha sonraki dönemlere göndermeler yaparak İbn-Rüşd`den sonraki gelişimin nasıl olduğunu da ana çizgileriyle belirtmiştir. İslam araştırmaları içinde özel ve saygın yeri olan Corbin`in bu eserini Türkçe`ye kazandıran Prof. Hüseyin Hatemi, ayrı bir emek ürünü olan açıklayıcı notları da hazırlayar eserin düşünce dünyamızda özgün bir yere oturmasını sağlamış bulunmaktadır.
9789754701517
25
0
TL
0
Stoa Felsefesi
Jean Brun
İletişim Yayınları
Felsefe - Düşünce
Batı Felsefeleri
Felsefe - Düşünce > Batı Felsefeleri
Medar Atıcı
125
2010-10
3
Türkçe
Karton
2.Hamur
135-195
Başvuru Dizisi
1
http://dosya.mentis.com.tr/kiboimages/KB9789754701517.jpg
Stoa okulu, Batı düşünce dünyasının temelinde bulunan Antik Yunan kültürünün belli başla düşünce okullarından birini oluşturur. İ.Ö. 4. yüzyılda yaşayan ve Aristoteles`in çağdaşı olan ilk Stoa filozofları, Attika yarımadasına dışardan gelmiş yabancılardı; belki de bu nedenle, farklılıkları ortadan kaldırmadan ama aralarında belli bir ayrıcalık da gözetmeksizin tüm insanları kucaklamayı amaçlayan bir insancılık, Stoa felsefesinin başlıca temalarından birini oluşturmuştur. Stoa düşüncesi felsefeyi; mantık, fizik ve ahlak olarak üç genel başlıkta değerlendirip işler. Aristoteles`in tümellere ve mutlaklığa dayalı mantığının uzun yıllar boyunca egemen olduğu düşünce tarihinde, Stoa mantığının yapmış olduğu çalışmalar, özellikle 19. yüzyılla birlikte yeniden ele alınmış ve mantık çalışmalarının çeşitlenip gelişmesinde belirgin bir rol oynamıştır. Stoa düşüncesinin temel anlayışlarından birini oluşturan "doğayla uyum içinde yaşamak", doğa-insan ilişkilerinin çok yönlü bir biçimde değerlendirildiği günümüze birçok bakımdan ışık tutacak niteliktedir. Dijon Üniversitesi profesörlerinden Jean Brun`nün hazırlamış olduğu bu çalışma, Stoa okulunun tarihçesini ve çeşitli dönemlerini belli başlı temsilcileriyle birlikte verirken, Stoa felsefesinin mantık, fizik ve ahlak öğretilerini de ayrıntılarıyla bize sunuyor. Kitapta ayrıca Stoa düşüncesine ilişkin kapsamlı bir kaynakça da yer alıyor.
9789750806452
60
0
TL
0
Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı (5. Kitap)
J. K. Rowling
Yapı Kredi Yayınları ( YKY )
Çocuk - Genç
Fantastik
Çocuk - Genç > Fantastik
Sevin Okyay;Kutlukhan Kutlu
975
2020-01
33
Türkçe
Karton
1.Hamur
195-135
Doğan Kardeş
1
http://dosya.mentis.com.tr/kiboimages/KB9789750806452.jpg
Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'ndaki beşinci yılında Harry, hayatını cehenneme çeviren sihirli/sihirsiz pek çok şeyle başa çıkmak zorunda: Yaz tatilini yanlarında harcadığı aptal akrabaları; beklenmedik bir anda ve yerde karşısına çıkan Ruh Emici'ler; ergenlik çağının isyanları, heyecanları, korkuları; onun gösteriş düşkünü bir yalancı olduğunu düşünenler; okulun işleyişine burnunu sokmaya çalışan Sihir Bakanlığı; gelmiş geçmiş en berbat Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeni; ağır dersler, zor sınavlar, acımasız cezalar; sürekli yinelenen bir kâbus ve acıyan yara izi; ona en yakın insanlardan birinin ölümü; beş yıl gecikmeyle öğrendiği bir gerçek...
Dizinin ilk dört kitabında gözlerimizin önünde adeta etten kemikten bir büyülü dünya kuran J. K. Rowling, yaratıcılığıyla yine başrolde: Satırlara ve satır aralarına serpiştirilmiş zekice ayrıntılar, olay örgüsünü daha da zenginleştiriyor ve büyülü dünyaya yeni renkler katıyor. Bu sürükleyici kitabı elinizden bırakamayıp kalınlığıyla ters orantılı hızda okuyacak ve tıpkı Harry gibi bir sonraki okul yılını iple çekerek Hogwarts'tan ayrılacaksınız.
Tadımlık
BİRİNCİ BÖLÜM
Dudleynin Ruhu Ağzında
Yazın o zamana kadarki en sıcak günü yavaş yavaş sona ererken, Privet Drivein büyük, kutu kutu evlerinin üzerine uykulu bir sessizlik çökmüştü. Çoğunlukla pırıl pırıl parlayan arabalar şimdi yolda tozlanmış halde duruyordu, bir zamanlar zümrüt yeşili olan çimler ise kavruk ve sararmıştı kuraklıktan dolayı su hortumlarının kullanımı yasaklanmıştı çünkü. Araba yıkama ve çim biçme gibi iki önemli günlük uğraştan yoksun kalan Privet Drive sakinleri, serin evlerinin gölgesine çekilmiş, bir türlü gelmek bilmeyen meltemi davet edercesine pencerelerini ardına kadar açık bırakmıştı. Dışarıdaki tek kişi, dört numaralı evin önünde, bir çiçek tarhında sırtüstü yatan yeniyetme bir çocuktu. Sıska, siyah saçlı, gözlüklü bir oğlandı, kısa sürede çok boy atanların bir deri bir kemik, biraz sağlıksız görünüşüne sahipti. Kot pantolonu yırtık ve kirli, tişörtü bol ve solmuştu, spor ayakkabılarının tabanları da kalkmıştı. Harry Potterin bu hali, pasaklılığın yasalarca cezalandırılması gerektiğini düşünen komşuların gözünde onu hiç de sevimli kılmıyordu.
9789750801389
28
0
TL
0
Bir Dinozorun Gezileri
Mîna Urgan
Yapı Kredi Yayınları ( YKY )
Edebiyat
Roman - Günümüz
Edebiyat > Roman - Günümüz
257
2018-12
84
Türkçe
Karton
2.Hamur
135-210
Roman
1
http://dosya.mentis.com.tr/kiboimages/KB9789750801389.jpg
Mîna Urgan Bir Dinozorun Anıları'nı yazarken kitabının bu kadar çok okunacağını hiç beklemiyor, "Benim gibi bir kocakarının hayatını kim merak eder ki..." diyordu. Ama öyle olmadı. Yüzbinlerce kişi bu ufak tefek, beyaz saçlı, sigara içen, cesur, komünist ve ateist olduğunu televizyon ekranlarında söyleyen İngiliz Edebiyatı profesörünün anılarını okudu ve kendiyle alay etmeyi bilen bu zeki kadını çok sevdi. Çünkü o, Türkiye aydınının sıcak ve zeki dilidir. Samimi bir düşünce sahibinin, aykırı da olsa, tüm kesimler tarafından kucaklanacağının kanıtıdır. Türkiye şimdi de onun yeni kitabı Bir Dinozorun Gezileri ile yeryüzünde keyifli ve uygar bir yolculuk yapacak. "Dinozorca" yani az parayla, tadını çıkarmayı ve insanları tanımayı hedefleyerek yapılmış bu gezileri gülümseyerek okuyacak, okurken düşünecek, yeryüzünü ve kendini tanıyıp öğrenecek, sevecek.
Tadımlık
İlk mavi yolculuğuma 1963'te gittim. Otuz iki kişi, Kuşadası'ndan, Macera adlı, büyük, ama köhne bir tekneye bindik. Gece yarısından sonra yola çıktık. Zâten geceleri rüzgâr kesildiğinden, ancak geç saatlerde denize açılırdık her zaman. Gelgelelim bu ilk yolculuğumda rüzgârın kesildiği falan yoktu. Tam tersine öyle bir fırtına vardı ki, güvertede açık havada yatan bizler, dalgalar üstümüzden geçtiği için, sırılsıklam oluyorduk geceleri. Çalkalana çalkalana, nerdeyse batacak durumlara gelerek, birkaç günde, perişan bir halde Bodrum'a vardık. Beni deniz tutmadığı için, herkesten daha az perişandım. (Ancak bir tek kez, lodoslu havada Büyükada'dan Karaköy'e geçerken deniz tutmuştu; ama yanımdaki hiç obur olmayan ve dehşetler içinde lokmalarımı sayan beye göre, tam on yedi tane midye dolması yemiştim öğle yemeğinde.) Neyse, o deniz yolculuğunda midye dolması gibi şeyler yemediğimden deniz tutmadığı için, herkesten daha az perişandım. Ama ıslak battaniyelerin altında buz kesen ayaklarım, tekneye binmeden önce gittiğimiz Efes'in ılık mermerlerini özlemişti. O mermerler öyle pürüzsüzdür ki, onlara ayakkabıyla basmaya kıyamadığım için, yalınayak gezmiştim Efes'te. Yolculuğumuzun bu kötü başlangıcı bizleri yıldırmadı. O sıralarda dünyalar güzeli bir yer olan Bodrum'a varır varmaz, aslan kesildik hepimiz. Bu arada yolculuğa Kuşadası'ndan başlamanın yanlış olduğunu; Gökova'ya gitmek için Bodrum'dan, Fethiye Körfezi'ne gitmek için de Marmaris'ten yola çıkmak gerektiğini anladık. Bana kalırsa, gerçek bir mavi yolculuk Bodrum'dan başlamalı, Antalya'da, hattâ Alanya'da bitmeli. Gelgelelim böyle bir gezi bir aydan fazla süreceğinden para ve zaman açısından pek olası değil. Üstelik Yedi Burunlar sorunu var. Çok fırtınalı bir denizde, sulara uzanan sipsivri kayalıklara çarpabilirsiniz her an. Bu yüzden de, deniz tutan yolcular da, kaptanlar da pek yanaşmazlar oralardan geçmeye. Ama bunu göze alırsanız, o güzel Patara kumsalına varırsınız. Varınca da başka bir sorunla karşılaşırsınız. Çünkü Patara'nın önü açık denizdir. Sığınıp demir atabileceğiniz bir koy yoktur. Bu yüzden, Patara'ya, Kalkan'dan karayoluyla gitmeyi herkes yeğ tutar. Biz de ancak bir iki kez denizden gidebildik oraya. Tiyatrolu antik bir kent olan Patara, denizden sürekli gelip kıyıya yığılan kumların oluşturduğu tepelerle doludur. O kum tepelerinin altında nelerin gömülü olduğu pek bilinmez.
9789753630481
22
0
TL
0
Dokuz Öykü
Jerome David Salinger
Yapı Kredi Yayınları ( YKY )
Edebiyat
Hikaye - Öykü
Edebiyat > Hikaye - Öykü
Coşkun Yerli
168
2018-11
23
Türkçe
Karton
2.Hamur
135-210
Edebiyat
1
http://dosya.mentis.com.tr/kiboimages/KB9789753630481.jpg
Sahte dünyanın sahte insanlarına topyekün savaş açmıştı. Salinger: Bu kitaptaki öyküler, bu dünyanın kabullenilmesinde değil, aşılmasında bulunuyor doruk naktısını, İnce bir ironiyi, keskin gözlemleriyle bütünleyen yazar, James Joyce´un "epiphany" tanımına uyan bir öykü döngüsü yaratıyor: Seymour´un intihar etmesiyle başlayan geleceği görebilen harika çocuk Teddy´nin kızkardeşi tarafından boş havuza itilerek ölmesiyle noktalanan bir döngü bu.
9789750800863
26
0
TL
0
Sevda Dolu Bir Yaz
Füruzan
Yapı Kredi Yayınları ( YKY )
Edebiyat
Roman - Günümüz
Edebiyat > Roman - Günümüz
207
2018-03
22
Türkçe
Karton
2.Hamur
135-210
Roman
1
http://dosya.mentis.com.tr/kiboimages/KB9789750800863.jpg
Menekşe gözlü Nagehan teyze, pazar günleri torunuyla istasyona giden dede, hüzünlü bir anne, yitirilmiş Kerim Ali dayı, onun ümütsiz aşkı Berrin, Miltiyadi Alie Gazinosu, bu gazinoda programa çıkan Matmazel Janin, gazinonun sahnesinin ördek resimleri, gemiyle uzak seferlere çıkıp elleri kolları armağan paketleriyle dolu dönen baba, Beyoğlu´nda terzilik yapan Hrisula, onun ailesinin ve diğer dost Rumların Yunanistan´a zorunlu göçü, gölgeli taşlıklar, kış uykusuna yatan kaplumbağa, paskalya yumurtaları, akordeonlar, zenci bir Amerikalıyla evlenip ülkesinden çok uzaklarda yaşayan Yurdanur´un hüzünlü mektupları ve rüyalar, rüyalar, rüyalar... Sevda Dolu Bir Yaz usta yazar Füruzan´ın son üç öyküsünü bir araya getiren unutulmaz bir yapıt.
9789750804199
48
0
TL
0
Gecenin Sonuna Yolculuk
Louis Ferdinand Celine
Yapı Kredi Yayınları ( YKY )
Edebiyat
Roman - Çağdaş Dünya Edebiyatı
Edebiyat > Roman - Çağdaş Dünya Edebiyatı
Yiğit Bener
576
2018-07
22
Türkçe
Karton
3.Hamur
135-210
Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
1
http://dosya.mentis.com.tr/kiboimages/KB9789750804199.jpg
"Kanla ve özdeyişlerle yazan, okunmak değil, ezberlenmek ister."
Friedrich Nietzsche
Dr. Louis-Ferdinand Destouches ya da Céline (1894-1961), Gecenin Sonuna Yolculuk'u 1932'de yazdı. 1. Dünya Savaşı'nın ardından, ikincisine çeyrek kala. Kan kokuyor. Kan, yoksunluk, hastalık, ölüm, sıcak, tuvalet, yara, et, yine de kahkaha...
Biz, tam yetmiş yıl sonra, yeniden indiriyoruz Yolculuk'u kızağından. Adını hiçbir şeyle birlikte anmadan, karşılaştırmalar yapmadan. Bir biçem, bir dil, gecenin sonunda insanlığın en aşağı katmanlarıyla bir yüzleşme, bizi içeri, daha içeri çeken, boynumuza parmaklarını geçiren, ısıran, tüküren, hırlayan, ölesiye korkan ve korkutan. Yani yaşayan. Bir kıpırdanma başladı bile, parmaklarımızın ucunda, gözeneklerimizden içeri sızan bir şey var. Böyle bir yüzleşmeye katlanabilecek mi insan?
Gecenin Sonuna Yolculuk'un Türkçe çevirisini Yiğit Bener yaptı, yayımlanmasından tam yetmiş yıl sonra. Ortaya çıkan metni, Céline'in Türkçesini, Vüsat O. Bener, Erhan Bener okudu... ve daha birçok kişi. Yaklaşık bir altı yüz sayfa bilediler, sipsivri. Bundan sonrası geceye ait.
9789753635103
28
0
TL
0
Karısını Şapka Sanan Adam
Oliver Sacks
Yapı Kredi Yayınları ( YKY )
Edebiyat
Roman - Çağdaş Dünya Edebiyatı
Edebiyat > Roman - Çağdaş Dünya Edebiyatı
Çiğdem Çalkılıç
262
2020-07
28
Türkçe
Karton
2.Hamur
135-210
Roman
1
http://dosya.mentis.com.tr/kiboimages/KB9789753635103.jpg
Somut zamanda"kayıp" olan bir insanın varlığını oturtabileceği, kendini var kılabileceği bir yer var mıdır?
Varlığının farkında bile olmadan kullandığımız duygularımızın küçük bir kısmını kaybettiğimizde neler olabilir?
Profesör Sacks´tan romantik tavırlı, geniş ve açık uclu yaklaşımlarla örülmüş "ciddi" bir kitap.
Sıradan her insan için "zihinsel" bir yolculuk, nöroloji ile ilgilenenler içinse kaçınılmaz kaynak.